Nasıl zayıflarım diye düşünenlere sihirli formül gayet nettir; zayıflamak için anahtar hamle metabolizmayı hızlandırıcı işlemler yapmaktır. Bu ise; yeterince su içmek, bir beslenme programını uygulamak suretiyle günde en az 5 öğün yemek ve hareket etmekle mümkündür. Zayıflama olayının özeti bu kadar basittir.
Çok basit göründü ise biraz ayrıntı verelim. Malum, pek çok kişi, net söylemler olunca pek itibar etmiyor. İlle fazla anlaşılmayan karmaşık cümleler kurmak, pek duyulmayan terminolojik sözcükler kullanmak lazım. Böylece “vay be, ne kadar bilimsel bir içerik bunca konsepte rağmen zor şer bir şeycikler anlayabildim” dedirtmek gerekiyor.
Oysaki gayet açık; yeterince su içildiğinde; sindirim ve boşaltım sistemi iyi çalışır ve bu demektir ki, metabolizma hızlanmıştır. Diğer yandan her öğün yenildiğinde, sindirim sistemi çalışmaya başlar ve bu işlem sık tekrarlandığında ise yine metabolizma hızlanmış olur. Bu halde iken fiziksel aktivite de günlük hayattakinden daha fazla yapılırsa yine metabolizma hızlanmış olur. Metabolizmanın hızlanması vücuttaki fazla yağların hızla yakılmasını getirir. Olay bu kadar basittir.
Burada diyet ve fiziksel aktivite içeriklerinden bahsetmeyeceğiz zira bunlarla ilgili bol miktarda kaynak mevcut.
Azimle bu yolu izleyerek kilo veren insanların fiziksel görünümleri zaman içerisinde şaşırtıcı derecede değişmektedir. Zayıflayan insanların önceki ve sonraki halleri ile alakalı fotoların bu dramatik değişimi ortaya koyması pek çok kilolu insana ilham kaynağı olmaktadır.
Bu nedenle, zayıflama hapı kullanarak sağlıklarını tehlikeye atmadan, midelerine kelepçe taktırmadan doğal yollarla zayıflayıp müthiş değişim gösteren insanların fotolarını paylaşmak önemli. Çünkü insanlar gözleriyle şahit olduklarında inanıyorlar ve inanmak başarmak için şarttır.
Dikkat edildiyse burada zayıflatma çayı için, şunu bunu yiyin gibi önerilere hiç değinilmeyip sadece ana tema=sihirli formül sunuluyor. Neyin yenilip içildiğinde kime yararlı olacağı konusu bambaşka bir alana girmekte ve kişiden kişiye değişmektedir. Bununla birlikte doğru bilinen bazı yanlışlara değinmekte fayda var.
Çay, kahve vs gibi içecekler sıvıdır, su da sıvıdır. Öyleyse bu sıvıları tüketince su tüketmeye gerek yok gibi düşünceler son derece yanlış. Çünkü bu sıvılar tam aksine vücuttan su atımını sağlarlar. Öyleyse günlük su tüketimine mutlaka önem verilmelidir.
Meyveler, sağlıklı karbonhidrat kaynaklarından biridir ama sanıldığı gibi az kalorili besinler değildir. Ö halde belirli miktarlarda tüketilmeleri gerekir. Aksi halde vücutta yağa dönüşebilir ve daha da kötüsü karın bölgesinin yağlanmasına neden olabilir.
Su içmek sağlık için önemlidir ve metabolizmayı hızlandırır ancak bu demek değil ki aşırı su içilmesi zayıflamayı sağlar. Sağlığın devamı için yeterince su içilmelidir. Ya da maydanoz suyu zayıflatır gibi yanılgıya düşmemek lazım, zira tüketimi idrar söktürücü özellik sağladığı için su kaybına neden olur. Bu ise hedeflenen kilo verme değildir.
Yapılmaması gereken bir diğer işlem ise aç biilaç vaziyette dolaşmak veya ana öğünlerden birini atlayarak günlük hayatını sürdürmeye uğraşmak. Bu durumda metabolizma yavaşlar ve yağ kaybı olmaz. Kaybettiğiniz kilolar ise sağlığınızın bozulmasına neden olacaktır.
Gece 12 de uyumaya giden birinin akşam 7’den sonra bir şey yememesi lazım gibi bir yanlışa düşülmemeli. Uzun süre aç kalınmanın üzerine bir de gece açlığı ilavesiyle, ertesi güne mutlak bir olumsuzluk üzerine uyanılmış olur. Çünkü bu durumun metabolizmayı yavaşlatacağı kesindir. Geç yatan birinin 9 veya 10 bile olsa ufak bir öğün yemesi gerekir.
Spor öncesi yapılan öğün durumuna göre sonrasında da sağlıklı ve dengeli ara veya ana öğün programı mutlaka uygulanmalıdır. Bu kuralı itinayla uygulayarak zayıflayan insanların önceki ve sonraki halleri sizlere ilham verecektir. Özelikle bir sonraki sporda kasların sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için bu işlemin yapılması şarttır.
Fiziksel egzersizleri aç karnına yapmak daha fazla kalori harcanacağı anlamına gelmez. Nasıl zayıflarım diye ümitsizliğe kapılmamalı ve kuralları doğru uygulamalı. Bu durumda; tam tersine halsizlik oluşacağından daha az kalori harcamaya neden olur. Şüphesiz ki; yemekten hemen sonra da spor aktiviteleri uygulanmaz. Ana yemekten en az 1,5 – 2 saat sonra egzersiz yapılmalı.
Sanıldığı gibi, sabah aç karnına limon veya greyfurt suyu içmek yağ yakmaz. Zira herhangi bir yiyecek veya içeceğin tüketilmesi ile vücuttaki yağ depolarından kurtulmak mümkün değildir. Bunlar ya da soda, sindirime yardımcı olan, hazmı kolaylaştıran besinlerdir. Fakat bu özellikleri ile yağ yakmaya neden olmaz. Ayrıca aşırı içildiğinde iştah açıcı bir etki bile yaratabilir.
Zayıflama amacıyla uygulanan elma sirkesi içilmesi de aynı nedenle benzer durumdadır. Özellikle sirke fazla tüketilirse yemek borusunu tahriş edebilir, reflüye neden olabilir ve ciddi sağlık sorunlarını tetikleyebilir. Ayrıca mide asidini yükselttiğinden acıkmaya bile neden olabilir.
Tüketilen ürünlerin üzerinde bulunan light veya diyet etiketi o ürünün istenildiği kadar tüketilebileceği anlamına gelmez. Bu tip ürünlerde sadece yağ veya şeker oranı azaltılmıştır ve bir besin ögesi azaltılırken bir başkası lezzet için arttırılmış olabilir. Yani, farkında olmadan kiloda artışa bile neden olabilir
Zayıflamaktan maksat vücuttaki fazla yağlardan kurtulmaktır. Ancak unutmamak gerekir ki, bedenin belirli miktarda yağa kesin olarak ihtiyacı vardır. Çünkü bir kısım vitaminler ancak yağda eriyebilirler ve vücut bu vitaminleri eritecek yağ asitlerini üretmez ve mutlaka dışardan alınması gerekir. Denilebilir ki, şayet eksik yağ miktarı varsa, vücut karbonhidratlar ve proteinleri sentezleyerek yağ oluşturur. Ama unutmamak gerekir ki bu yağ farklıdır, kolesterol oranı oldukça yüksek bir yağdır.
Kilolu insanların yaptıkları en önemli hata aç bilaç vaziyette yaşamaya çalışmak. Az yemek ve aç kalmak ise daha önce belirttiğimiz üzere, kilo kaybına değil tam aksine kilo almaya neden olur. Vücut, kıtlık durumu algılar ve hem hızla yağ depolamaya yönelir hem de metabolizmayı yavaşlatarak çözüm bulmaya çalışır.
Esmer ekmekler gibi tahıl gurubunun da beslenmede önemli yeri bulunmaktadır. Çünkü bunların su tutucu özelliği vardır. Eğer bu gurup göz ardı edilirse beden su tutmayacaktır. Zayıflamak için verilen kilolar ise yağ kaybı değil su kaybından olacaktır.
Zayıflayan insanların uyguladıkları programa dikkatle bakılmalıdır. Esmer ekmek yerine kızarmış ekmek yenmesi tam bir yanılgı olacaktır. Evet, ekmek kızarınca içindeki su buharlaşır ama besin değerinden bir eksilme olduğuna dair en ufak bir kanıt mevcut değildir.
Son olarak; kilo kaybı belirli bir miktarda olmalıdır. Eğer hızlı bir kayıp söz konusu ise bu kalıcı bir zayıflama uygulamasından çıkar, sağlıksız bir uygulamaya dönüşmüş olur.
Örneğin evde kendi başına uygulanacak bu işlem zayıflamak için oldukça etkilidir. Katı formdaki Hindistan cevizi yağını, bel ve göbek bölgesine sürüp 40 dakika kadar bekletmenin bölgesel yağ yakmaya etkisi olduğu söylenmektedir.
Unutmadan; uygulanan program, diyet listesi vs mutlaka diyetisyen kontrolünde olmalıdır. Diyet kitapları veya beslenme eğitimleri alarak kendi başına bu işe kalkışmak mantıklı değil. Beslenme uzmanları üniversitelerin Beslenme ve Diyetetik Bölümünde aldıkları 4 yıllık lisans eğitiminden sonra Diyetisyen olurlar. En azından bu eğitime saygısızlık olur.
Diyetisyenler, kişilerin yaş, kilo, boy, fiziksel aktivite ve sağlık bilgilerine göre diyet listeleri hazırlarlar. Eğer kişide diyabet, böbrek yetmezliği, ülser, gastrit vs gibi hastalıklar varsa, buna uygun olarak bir beslenme programı hazırlanacaktır. Bu yüzden özellikle bu tür rahatsızlığı bulunan kişilerin beslenme danışmanlığını bir diyetisyenden alması gerekir.
Yetersiz besin içeriğine sahip ve kişiye özgü hazırlanmayan diyet planları veya diyet listesi ile uygulanan zayıflama yöntemi vücutta yağ kaybından çok kas ve su kaybına neden olabilir. Bu şekilde verilen kilolar kolayca geri alınabilir ve kişide halsizlik yaratabilir.
Fazla kilolarından şikayetçi her insandan duyacağımız söz; “kilo vermeyi çok istiyorum ama nasıl başaracağım konusunda net bir bilgim yok” olacaktır. Artık bazı bilgiler iyice netleşmiştir.
